...UZMAN... - BEĞENDİKLERİM

 

ÖMÜR DEDİDİĞİN 3 GÜNLÜKTÜR 
 

Bir gün susmayı öğrendim. Öyle bir sustum ki belki sonsuza kadar
susacaktım. Çünkü susmak benim küçücük dünyamda babamla kurduğum iletişim tarzıydı.


Babam akşamları eve yorgun dönerdi. Ben
bütün gün evde sıkılır, onun
gelişini iple çekerdim. Daha o kapıdan girer
girmez boynuna atılır onunla
oynamak isterdim. Babam sarılır, öper sonra da,
hadi odana git, derdi.
Yemek hazırlanınca annem çağırır bu defa masada bir
araya gelirdikbabamla.

Onlar annemle konuşurken ben araya girer,
sesimi duyuramayınca da bağırırdım. Babam sinirlenir,
'Bütün gün insanlara kafa patlatmaktan bunaldım, birde sen kafamı
ütüleme!' derdi. Annem de 'Bütün gün zaten seninle uğraştım, bir çift laf da mı konuşturtmayacaksın babanla?' diye çıkışır, beni odama
gönderirdi.

Çaresiz bir şekilde boynumu büker odama yani hapishaneme doğru yol
alırdım. Babam arkamdan,
'Bizim bir odamız bile yoktu, her şeye sahip, hâlâ ne istiyor anlamadım.' diye bağırmaya devam ederdi. 'Keşke benim de bir odam olmasaydı, keşke bizimde evimiz bir odalı olsay dı da hep birlikte otursaydık' derdim içimden; amayüksek sesle söylemeye cesaret edemezdim.

Yemekten sonra babam kanepeye uzanır, eline kumandayı alır, televizyon
seyrederdi. Beni yanına çağırır biraz severdi. Onun izleyeceği önemli
birşey varsa beni adeta
yerimden bile kıpırdatmazdı. Azıcık hareket edip koşup oynamaya çalışsam oda hapsim yeniden başlardı.

Bir gün anladım ki susunca babamla daha iyi anlaşıyoruz. Bu defa susarak
yapabileceğim oyunlar geliştirmeye başladım.
Önce resim yaparak başladım işe.

Babam çizdiğim resimleri çok beğeniyor; 'Bak, böyle uslu uslu oyna işte.'
diyordu. Babam bazen göz ucuyla bakıyor, resimle ilgili bir şey sorsam
afallıyordu. Ama bana kızarak beni
artık odama göndermiyordu. 'Son günlerde ne de akıllandı benim oğlum.' diye komşulara anlatıyordu annem halimi.

Resimlerim arttıkça ortalık dağılmaya başladı. Annem 'Odanı topla!'diye
odama kapattığında işe nereden başlayacağımı bilemiyordum.

Ben bunlarla uğraşırken zaman geçiyor; ama odamı toparlamayı
beceremiyordum. Annem odama gelip 'Bak sana resim yapmayı yasaklayacağım. dedi bir gün..

Susuyor olmamı usluluk olarak değerlendiren ailem resim yapmayı da elimden alırsa ben ne yapacaktım?

Bu düşüncelerle bir aile tablosu yaptım. Babam eve gelince
uygun zamanı kolladım.

Her zamanki gibi yemekler yendi, odaya geçildi.
Babam oturur oturmaz çizdiğim resmi getirdim.

Babam baktı. Hım, dedi
'Çok güzel olmuş. Bu adam benim herhalde.' dedi.

Ben 'Hayır o adam değil,
bu çocuk sensin.'dedim.

O 'Hayır, bu adam benim, bu çocuk sensin, bu
küçük kız da arkadaşın.'dedi.

Ben yine 'Hayır, o büyük a dam benim, bu
küçük adam sensin, bu küçük kız da

annem.' dedim.

Babam benimle
uğraşmaktan vazgeçip: 'Peki neden bizi küçük çizdin?' dedi.

Heyecanla başladım anlatmaya.

Ben büyüyüp adam olacağım. İş bulup çalışacağım. Siz
yaşlanıp küçüleceksiniz. Beliniz bükülecek,
komşumuz Ahmet amca ile Ayşe teyze gibi küçücük kalacaksınız. Ben işten geldiğimde yorgun olacağım.
Siz benimle konuşmaya çalıştığınızda işyerinde
kafam şişmiş olacağından sizi duymayacağım bile. Siz benimle bir şeyler
paylaşmak istediğinizde 'Hadi odanıza çekilin de kafa dinleyeyim.'
diyeceğim. Ve bir de bağıracağım 'Her
şeylerini alıyorum.. Sıcacık odaları
da var, daha ne istiyorlar'
diye.

Annemle babamın gözleri fal taşı gibi açılmıştı.

Duyduklarına inanamıyorlardı ..

Bana sarılıp beni öyle
içten bir okşayışları vardı ki sonsuza kadar
konuşsam hiç bıkmadan
dinleyecekler gibiydi.


Farkında' Olmalı İnsan... Kendisinin,
Hayatın Olayların, Gidişatın Farkında
Olmalı.


Ömür
Dediğin Üç Gündür,

Dün Geldi Geçti

Yarın
Meçhuldür,


O Halde Ömür Dediğin Bir Gündür,

O Da
Bugündür.

SAYGILARIMLA...





Bugün 3 ziyaretçi (6 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol